Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf'ın "Eşcinsellik hastalık, tedavi edilmeli" demesi üzerine,[11] "Eşcinselliğin hastalık olup olmadığını bilim adamlarına sormak lazım. Konu biraz çetrefilli" demiştir.[12] Selma Aliye Kavaf, katıldığı bir konferansta Kaos GL üyeleri tarafından "Özür dile" ve "Eşcinsellik hastalık değildir" pankartları ile protesto edilmiştir.[13][14][15] Ayrıca Kavaf, birçok gazete yazarı tarafından eleştirilmiş, karikatür dergisi Penguen kapağında eşcinsellik üzerine sözleri karikatürize edilmiştir.[16] Kavaf ile aynı partiden milletvekili olan Nursuna Memecan ve Egemen Bağış, Kavaf'ın sözlerine katılmadıklarını belirtmiştir.[17] Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı'nın tartışma konusu olan açıklamasına bir tepki de CHP İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen'den gelmiş, Sevigen, "Herkesin bir gerçeği var. Biz sayın Bakan'ın ne olduğunu araştırıyor muyuz? Sayın Bakan'ın sülalesinin, ailesinin geçmişinde ne tür ilişkiler var diye bakıyor muyuz? İnsanlar kendi tercihlerinden dolayı baskı altına alınmayı, taciz edilmeyi, öldürülmeyi hak ediyorlar mı? Bunun sebebi kim olacak? Bunu söylemek bir bakana, bir anneye yakışıyor mu? Üzüntü duydum. Eşcinsellik bir hastalık değildir. Dünyanın hiçbir yerinde hastalık olduğu kabul edilmiyor. Türkiye'de de uzmanlar bunun bir hastalık olmadığını söylüyorlar" demiş ve 58. Hükûmet Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a atıfta bulunarak, Başbakan Erdoğan'ın sık sık tekrarladığı 'Yaradılanı severim Yaradan'dan ötürü' sözlerine rağmen bu tutumun çok yanlış olduğunu dile getirmiştir.[kaynak belirtilmeli] Sevigen, bir röportajında "Eşcinseller kuvvet komutanı olabilir mi?" sorusu üzerine, "Olabilir, eşcinselliğin bir hastalık olmadığı bilinmeli" karşılığını vermiştir. Sevigen'in sözleri üzerine Pembe Hayat Derneği ve Kaos GL üyesi bir grup, bakan Selma Aliye Kavaf'a tepki göstermek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen'i ziyaret etmiştir.[18][19]
Tape No:9075, 30.08.2008 tarihinde Ahmet A. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Ahmet'in "Biliyorum ben sizin aradığınızı gördüm ama" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam" dediği, Ahmetin "Sizin uğraştığınız endüstri ile ilgili bi takım belgeler getirdiler sizinle konuşmam doğru olmaz diye" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "İyi ettin" dediği, Ahmet'in "Ben o sırada açmadım sizinlepaylaşıcam haftaya getirecem onları" dediği, In case you have any kind of issues with regards to where in addition to the best way to make use of
bu bağlantıya göz atın, you can call us in the website. Y. KÜÇÜK'ün "Tamam getir çok gecikme çünkü yazıyorum bu Çarşamba ki programı yarın saat 11 de tekrarlıyorlar" dediği, Ahmet'in "Süper çok güzel" "Hocam çok iyiydi program tepkiler muazzam geliyor dimi" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Neyse çok çok bu televizyoncularda övdü bu S. K, B. A. ayrı ayrı övdüler ama bu şeyleri çok iyi kullan malum konuyu çok iyi kullnandım politize ettim onu haber vermek istedim eğer kaçrıdıysan" dediği, Ahmet'in "Saol hocam ben bende tam o sırada bu adamlar bana bunları getirdiler tartışıyorduk aramızda " "Sizinle görüştüğümü ben kimseye söylemiyorum" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tabi tabi bende ona çok dikkat ediyorum onun için çldırıp kapatıyorum ondan sonra" dediği, Ahmet'in "Çünkü çünkü BANA SÜREKLİ İÇERDEN ORDA ÇALIŞAN ÇOK DÜRÜST İYİ VATAN EVLADI ÇOCUKLAR VAR" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tamam tamam hiç konuşmayalım" dediği, Ahmet'in "ONLAR HAFTA SONLARI GELİYORLAR" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Zekariya Öz e ben bunları özel olarak söylerim ondan sonra tamam tamam bugün Eşeli dostumuz şey yaptı konuştuk başka bir şeyden" dediği, Ahmet'in ".. çok meraklanıyordu Sabriyle o akşam beraberdik kaçırdık diye çok üzülüyordu ben yarın şimdi Sabriyide arıyıp söliycem " dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Çok çok çok hoş bir yere doğru gidiyor çok üstten yazıcaz bunu hiç kişilere tabi artık mübariz çok önemli oldu onu ayrıcayazıcam" dediği, Ahmet'in "Oldu" dediği,
İlk tematik TV kanalı: Eko TV (1992) (Eko TV, Koç Holding tarafından, 1992'de hazırlıklarına başlanarak, dünyanın önde gelen yayın kuruluşları Time-Warner ve Canal Plus ile ortaklığa girilerek, ayrıca Cine5 gibi şifreli yayın yapması planlanarak 1995 yılının ilk aylarında yayın hayatına başlaması öngörülmüş ancak 1996'da açılıp, 1999'un sonlarına kadar Türkçe müzik yayını yapmış televizyon kanalıdır. 1996 yılında karasal test yayınına başlamıştır. Test yayını ekranı, siyah zemin üzerinde iki beyaz çizgiden oluşuyordu. Eylül ayında yeni yayın dönemine girilmesiyle birlikte Eko TV, yayın hayatına başladı. Son derece renkli ve düzeyli bir yayın anlayışına sahip olan Eko TV'de ilk kez tanıdığımız isimlerden biri, kendi programının sunuculuğunu üstlenen Ayça Tekindor olmuştur. 1998 - 1999 dönemine gelindiğinde Eko Tv'de tenhalık baş gösterdi. Canlı yayınlar kesildi, sadece klip yayını ile devam edilir oldu. Hatta 30-35 kadar video klip, belli bir sıraya konularak 7/24 aynı sırayla dönmeye başladı. 1 Ocak 1999 tarihinde Digiturk platformunun kurulmasıyla, buradan da yayına başlamıştır. Tarihler 17 Ağustos 1999'u gösterdiğinde, Marmara Depremi'nin hemen akabinde müzik yayını kesildi ve 7/24 siyah beyaz Yeşilçam filmleri yayınlanmaya başladı. Ancak bu da çok uzun sürmedi ve eski video kliplere dönüş yapıldı. Eko TV'nin karasal yayın frekansı, Amerikan Time Warner şirketinin dünyaca ünlü haber kanalı CNN'in, Türkiye'de Doğan Yayın Holding tarafından yayına başlatılacak olan versiyonu CNN Türk'e devredildi. 11 Ekim 1999 tarihinde Eko Tv'nin karasal yayınları kesilerek CNN Türk'ün yayını başladı. Bir süre kablolu televizyon üzerinden yayınlarına devam eden Eko TV, 27 Kasım 1999 tarihinde kapandı.)