Yamaç'tan üst üste darbe yiyen babası Cengiz Erdenet'in kötü durumda olmasını fırsat bilen Çağatay saklandığı yerden geri döner ve ilk iş olarak Yamaç'a Efsun'un sorar, Yamaç Efsun'u kaybetmekten korkar Çağatay'ın döndüğünü ve Efsun'un onun zaafı olduğunu bildiğini söyler Efsun'un onunla birlikte Koçovalı evine gelmesini ister Efsun ilk başta reddeder fakat daha sonra Yamaç için kabul etmek zorunda kalır. Sultan Damla ve Cumali'nin Efsun hakkında konuşmalarını duyar, Efsun'un kocasının katillerinden biri olduğunu öğrenir ve onu döverek evden atar.Pusuda bekleyen Kulkan Çağatay'ın emri ile Efsun'un kaçırır ve Çağatay'ın yanına götürür. Çağatay Efsun'un onunla birlikte olmasını ve Yamaç'ı unutmasını söyler, diyarbakır oruspu Efsun asla böyle bir şey olmayacağını söyleyince Çağatay öfkelenir ve Kulkan'dan Efsun'u kendi cehennemine götürmesini söyler.Yamaç Çağatay'ı bulur ve Çağatay'ın son sözleri "Очарование больше не твоя" yani "Efsun artık senin değil." olmuştur ancak Yamaç Çağatay'ın ne dediğini anlamaz. Koçovalı evinde ise Sultan ev halkını örgütlemiş herkesin Yamaç'a Efsun'un kendi isteğiyle gittiğini söylemesini istemiştir. Yamaç Efsun gittiği için perişan haldedir Efsun'un onu terk ettiğine ne denirse desin inanmaz. Akın'ın düğün gecesi Saadet sarhoş olup her şeyi ağzından kaçırınca gerçeği öğrenen Yamaç Sultan'dan hesap sorar.[2] Efsun'un peşine düşer. Kulkan'ın verdiği adrese gelen Yamaç Efsun'a kavuşmak için çok mücadele eder ancak Kulkan Cumali Amca ile birlik olup Yamaç'a tuzak kurmuştur. Yamaç'ı Afganistan diye Diyarbakır'a kaçırmışlardır.
Babasını öldürenlerin peşine düşen Yamaç ise Akın'dan öğrendiği bilgiler sayesinde Efsun'un evine gelir, Efsun'un babaannesi Makbule Yamaç'ı sırtından yaralar Yamaç kaçmaya çalışırken Efsun engel olur ve Yamaç'a ilk görüşte aşık olur. Yarasını tedavi eder ve annesinin ona çocukken anlattığı bir masalı anlatır. Yamaç vazgeçmez Efsun İstanbul'a döndüğünde kaldığı otele gelir ve hesaplaşırlar Baykal'ı öldürmediğini söyler, Efsun'a onu beklemesini bunu ona ispat edeceğini söyler ve gider. Efsun, Yamaç ve Nehir'i birlikte çatıda görür ve hayal kırıklığına uğrar Azer'e Çukur'un kadınlarını kaçırmasında maddi destek sağlar. Nehir'i merak eder ve Nehir'le tanışır, Nehir'in Yamaç'tan hamile olduğunu öğrendikten sonra Yamaç'tan uzak durmaya çalışır ancak başarılı olamaz. Yamaç Efsun ve Çağatay Erdenet'in ortak kasasında ki altınları çalar, Efsun Yamaç'ı uyarır Çağatay'ın çok tehlikeli biri olduğunu söyler ancak Yamaç Efsun'u dinlemez. If you loved this article so you would like to be given more info regarding
Escort DiyarbakıR please visit our page. Çağatay'ın da Efsun'a karşı özel bir ilgisi vardır ancak Efsun Çağatay ve ailesinden hiç haz etmemektedir. Çağatay Erdenet tarafından Yamaç'ın başı için 5 milyon lira ödül konur Yamaç kendisini öldürenlerden kaçmaya çalışırken yaralanır ve Efsun'un kapısına gider. Efsun Yamaç'ı tedavi eder ve o gece yakınlaşır birlikte olurlar.
Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak; Savaş Buldan’ın 3 Haziran’da Çınar Otelinin gazinosundan gece saat 4 civarında diğer iki arkadaşıyla birlikte çıkarken otelin önünde üç arabanın beklediğini, bu arabaların içinde polis olduklarını söyleyen sekiz kişinin bulunduğunu, üçüne (Savaş Buldan ve arkadaşları) otelin önünde üst araması yapıldığını ve arabalara bindirilip götürüldüklerini, Bolu Yığılca İlçesine yakın bir mevkide Melen çayı kenarına cesetlerin atıldığını, olaydan sonra Savaş Buldan’ın ağbeyine, imzasız bir ihbar mektubu gittiğini, Abdullah Canan’ın 17 Ocak 1996 günü Hakkari’nin Yüksekova İlçesinde evinin önündeki arabasına binip eşine "silah ruhsatını yenileyeceğiz" diyerek ilçeden ayrıldığını, Hakkari’nin 10 uncu kilometresinde Yeniköprü denilen mevkide yol aramasına denk geldiğini, Abdullah Canan’ı panzer gibi bir başka arabaya götürdüklerini, araştırma yaptıkları bütün mercilerin kendilerince gözaltına alınmadığını söylediklerini, kayboluşunun üçüncü günü arabasının Van-Hakkari Karayolu Güzeldere mevkiinde bulunduğunu, Abdullah Canan’ın ağabeyinden Kahraman Bilgiç adında bir görevlinin "Abdullah Canan’la seni bugün yarın görüştüreceğim" diyerek 20 bin mark aldığını, kendisinin Abdullah Canan’ın yakını olarak Kahraman Bilgiç ile görüştüğünü, Kahraman Bilgiç’in "Abdullah Canan şu anda elimizde, hücreye koyduk, bunu Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Binbaşı infaz edilmek üzere bize verdi" dediğini, Mehmet Emin Yurdakul Binbaşının Abdullah Canan’ın arabasını dere yatağına ittiğini, Kahraman Bilgiç’in "hiç kesinlikle birşey yapmayın, diyarbakır oruspu bu bizim görevimizdir. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın gibi uygulamalar yaptık" dediğini, Kahraman Bilgiç’in Havar kod adıyla dolaştığını, Tugay Komutanına Kahraman Bilgiç’in "sadece 5 bin mark aldım" dediğini, kaçırma olayını ise inkar ettiğini, daha sonra Abdullah Canan’ın cesedinin bayramın ikinci günü jandarma tarafından bulunduğunu, bu konunun halen savcılıkta hazırlık soruşturması aşamasında olduğunu, o günden bu yana hiçbir gelişme olmadığını, olayın Diyarbakır DGM kapsamında olduğunu, yine 1993’te Sabri Çardak’ın Beşbulak Köyünde Mahir Karabağ ve Eyüp Karabağ’ı, Hacı Teknik’in Çukurca’da bu ekip tarafından öldürüldüğünü, yine Miktar Özeken, Şemsettin Yurtseven, Münir Sarıtaş, Mehmet Yaşar, Nezir Tekçi’nin yine bu ekip tarafından 1994-95 yıllarında bu ekip tarafından alındığını ve bunların hiçbirisinden bugüne kadar bir haber alınamadığını, Havar kod adlı Kahraman Bilgiç’in Necip Baskın adlı kişinin fidye olayı sonrasında yakalandığını, Yüksekova’da tutuklanıp, Midyat Cezaevine nakledildiğini, Mehmet Emin Yurdakul’la ilgili olarak savcılığa 4 tane dosya intikal ettiğini, Kahraman Bilgiç’in sorguda Abdullah Canan’ı öldürdüklerini ifade ettiğini öğrendiklerini, ancak bu aşamada soruşturmanın yarıda kesildiğini, Hüseyin Oğuz adlı astsubayın "ben, sorgunun ilk üç gününde görev yaptım, o sorgu esnasında banda alınan ses var, binbaşının adı geçince o noktada beni sorgudan aldılar" dediğini, Yüksekova delillerinin saklandığını, Mehmet Emin Yurdakul binbaşının o dönemde Hakkari’de tugayda görev yapan Albay Hamdi Poyraz’la bir bağlantısının olduğunun söylediğini belirtmiştir.(Ek:180)