Günümüz koşullarına kadınların işgücüne katılımı gün geçtikçe artmasına rağmen, yoksul kadınların sayısının artmış olmasının "yoksulluğun kadınlaşması" kavramını ortaya çıkartmaktadır. Kadının işgücüne katılımının düşük olması, ücretsiz ev içi üretiminde kadınların daha çok çalışması ve kadınların ekonomik özgürlüklerinin eşlerinin elinde olması kadın yoksulluğunu artırmaktadır (Demirgöz Bal, 2014). İktisadi kalkınma ve büyüme planı olan tüm toplumların kadınların işgücüne katılımını sağlaması, bunun içinde TCE'nin ortadan kaldırması gerekmektedir. Eşitsizliğin ortadan kaldırılması toplumun demokratikleşme ve büyümesi için zorunluluk halini almıştır (Şahin ve Bayhan, 2019). Kadının eğitime erişimine fırsat eşitliğinin sağlanmasının yanı sıra, diyarbakır oruspu kadının eğitimde yer alması ile eşitsizliğin gelecek nesillere aktarılmaması için gerekli eğitimin tüm bireylere verilmesi gerekmektedir. Eğitim hizmeti kalkınma ölçütleri arasında en az maliyetli olanıdır çünkü arakasında politik bir irade vardır. Eğitim hizmeti için sunulan maliyetin dışında teşvik programlarıyla kadının eğitime katılması sağlanabilir ve ek maliyet gerektirmez. Erkeklerin kadınlara göre TCE konusunda daha olumsuz olmaları, verilecek TCE eğitimlerinin hem kadın için hem de erkek için önemini göstermektedir (Sönmez, 2021).[37]
Tuncay kuruyormuş televizyonu" dediği , E. GÖKSEL'in "Yani ne bileyim emin değilim" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Televizyonu kuruyormuş birde digitürke giriyormuş onlan pazarlık halindeymiş" dediği, E. GÖKSEL'in "Digitürke girerse biraz yüksek kesime seyrettirir yani şey yapar" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Tabi tabi demek ki bizim o seninde kulağına gelen o 15 milyon dolar bunda yani parası var görünüyor" dediği, E. GÖKSEL'in "15 milyon dolar aldığından hiç kuşkum yok ya" dediği, Y. KÜÇÜK'ÜN "Hayır sadece ..." dediği, E. GÖKSEL'in "Ahmette doğrular onu yani sorarsan" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Hayır Yılmazlara gitmemiş o para anlaşılan kendisinde çünkü ekibini tutuyor Merdan gidiyor Should you loved this post and you want to be given more details about escort diyarbakır kindly visit our website. öbürleri gidiyor yani ... severdi Merdanı bu heyet tutardı bu İpekler çok zayıf şu anda ne yapacaklar o televizyon hiç bir şeye yaramaz, hiç bir şeye yaramaz, hiç bir şansları yok, eğer Tuncay bu prestij kaybını yükseltebilirse benim duyduğuma göre işte bana da böyle Yalçın Küçükle şunla bunla program yaparız o epey prestij kaybetmiş diyorlar ondan olabilir bence ama benim anladığım paraları var digitürkle de anlaşacaklarmış, digitürkle anlaşınca kablo yayına geçiyor sizin söylediğinize" dediği, E. GÖKSEL'in "Evet tabi tabi özellikle AB grubu için önemli" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Mehmet gelince görüşecez" dediği,
İbrahim Şahin’in Kozaklı’dan sonra tayinen İstanbul’a geldiğini ve kendisini aradığını 2. Şubede görev yaptığını söylediğini, kendisinin Şahin’i ziyaret ettiğini, İbrahim Şahin’in de kendisine ziyarete geldiğini, kendilerinin İstanbulda, 3 erkek kardeş ve 2 amcaoğlu olarak Halkalı Gümrüğünün içinde bir Tır garajlarının olduğunu, garajın içinde lokanta, kahvehane, diyarbakır oruspu büfe vs. tesisleri bulunduğunu, iki tane sigorta acenteliklerinin ise Avcılardaki bürolarında olduğunu, Kederoğlu Ticaret adında faaliyet gösteren ve Procter and Gamble’n hammaddelerini temin eden, asit borik ve sodyum perborat satan bir firmaları olduğunu, yine İstanbul Avcılar Ambarlıda (10) dönümlük bir çaybahçesi işlettiklerini, kendisi Kadıköy-Suadiyede oturduğu için orada da kendisine ait bir bürosu olduğunu, bu büroda bir arkadaşıyla beraber hurda ithalatı yaptıklarını, İbrahim Şahin’in bir müddet sonra telefonla kendisini arayarak, görevinin değiştiğini, Özel Harekat Daire Başkanı olduğunu o nedenle İstanbuldan ayrılacağını söylediğini ve kendilerine polisleriyle beraber ve ziyaretine geldiğini, kendisiyle yaklaşık 8-10 kez telefon görüşmesi ve bir kaç yüzyüze görüşmeleri olduğunu, son olaylardan sonra kendisinin Şahin’e telefon ederek neler oluyor diye sorduğunda, Şahin’in kendisine birileri bizimle uğraşıyor, bizim veremiyeceğimiz hesabımız yok, bizde uğraşıyoruz dediğini, daha sonra aradığında yerinde bulamadığını, görevinden alınmış olduğunu öğrendiğini,
Türkiye’de çek-senet mafyası denen grupla ülkücü mafyanın geliştiğini, aslında mafya değilde organize suç çeteleri demenin daha uygun olacağını, Alaaddin Çacıkı, Ümit Ölmez geçmişte çek-senet yapan kesim olduğundan ülkücü mafya diye bir kavram geliştiğini, ancak bunların uyuşturucu kaçakcılığı içerisinde görmediklerini, ancak Hollanda da bir kahvehanede hem ülkücülerin hem de PKK’lıların aynı anda uyuşturucu ticaretini yaptıklarını duyduğunu, Abdullah Çatlı’nın üzerinde çıkan kokain’in onun satıcı değil kullanıcı olduğunu gösterdiğini, uyuşturucuyla ilgili mücadelede Gümrüklerdeki sıkıntının asıl Gümrük ile Gümrük Muhafaza arasındaki kavgadan kaynaklandığını, önemli kapılarda ve İstanbul ve Ankara havaalanlarında müşterek bir tim kurmak için gayret sarfettiklerini ancak gümrük idaresinin karşı çıktığını, fakat Gümrük muhafaza ile iyi bir diyalog içinde olduklarını, bununla ilgili 1992 yılında iki bakanlık arasında bakanlar düzeyinde protokol imzalandığını, gümrük kapılarında geçiş yapan bayanların üst aramalarını yapabilecek bayan elemanın istihdam edilmesi gerektiğini, bunun da Türkiye’deki istihdam sorunundan kaynaklandığını, narkotik subelerin normalde il seviyesinde örgütlendiği ancak Yüksekova’da da kurulması yönünde yetkililerle görüşmelerinin olduğunu,